17 Nisan 2014 Perşembe

Tularemi




Kemirgenlerde (tavşan, fare, sincap vb.) öldürücü nitelikte olan bu hastalığın etkeni Francisella tularensis'tir (Pasteurella tularensis). Hastalık hayvanlardan doğrudan temaslageçe­bildiği gibi sinek ve kenelerle de taşınabilir. Kuluçka devresi, üç gündür.
Belirtileri aniden yükselen ateş, baş ağrısı, kırıklık, bulantı, kusma ve ishaldir. Türkiye'de en sık kontamine sularla bulaştığından, orofaringel tularemi ve buna bağlı olarak boğaz ağrısı, ateş, yutkunma zorluğu ve sonrasında hassas servikal lenfadenopati gözlenir. Zamanında tedavi edilmeyen lenfadenopatiler süpüre olur. Bu nedenle, tedaviye erkenden başlanması kritik öneme sahiptir. Ülkemizdeki kökenlerde antibiyotik direnci önemli bir problem değildir. Ancak bakteri yapısı itibariyle beta laktamlara dirençlidir
Hastalık yeri tesbit edilemeyen genel mikroplanmalara sebep olabileceği gibi, deride, gözde, akciğerler­de, ve sindirim yolunda da yerleşebilir. Dış tularemide bulaş­manın başladığı yerler eller, gözler ve ağızdır. Buralarda önce küçük bir kabarcık oluşur, sonra ur şeklinde büyüyerek par­çalanır. Bulaşma yeri nedeniyle bu bölgelerdeki lenf bezleri şişer ve ağrır. İç tularemi ise, akciğer tüberkülozu ya da bağır­sak nezlesine benzeyen bir seyir izler. Böylece, vücuttaki tüm lenf bezleri şişip ağrıyabilir. Ateş durumu çok değişkendir. Ço­ğu kez kızamığa benzer deri döküntüleri ateşi izler. Tedavi edil­meyen hastalık 2-4 hafta sürer. En sık görülen yan etkisi lenf bezlerinin iltihaplanmasıdır.
Tularemi Hastalığı Tedavi : Ölüm oranı ilaç tedavisi sebebiyle oldukça düşük­tür. Nekahet kimi zaman aylar sürer. Antibiyotikler aracı­lığıyla hastalığın tedavisinde büyük aşamalar sağlandı. Lenf bezleri iltihaplanmışsa cerrahi tedavi dahi gereke­bilir.
Hastalığın bulaşma yollarına ait bir hususun varlığı ile yukarıdaki belirtilerin görülmesi halinde en yakın sağlık kuruluşuna müracaat edilirse, hastalık antibiyotiklerle tedavi edilebilmektedir. Geç kalınması durumunda antibiyotiklerin etkisi sınırlı olup, cerrahi girişim gerekebilmektedir.
Hastalığı geçirenlerde bağışıklık oluşmaktadır.
Ancak, hastalığın bazı klinik şekillerinde ölümlerin de görülebileceği unutulmamalıdır.

Tularemi Korunma Yolları:

Hastalık ve ölüm halinde sağlık kuruluşlarına bilgi verilmesi gereklidir. Salgın durumlarında hastalık yapan hayvanların yok edilmeleri zorunludur.

Tularemiden Korunmak İçin Neler Yapılmalıdır?

  • İçme ve kullanma suyu kanalları ile depolarının, dışarıdan herhangi bir kirlenmeyi engelleyecek şekilde yapılması ve mevcutların ıslah edilmesi,
  • Suların klorlandıktan veya kaynatıldıktan sonra içilmesi ve kullanılması,
  • Doğada kaynağı belli olmayan ve kirlenmeye müsait yerlerdeki suların kesinlikle içilmemesi ve kullanılmaması,
  • Av hayvanlarını yüzerken ve etlerini parçalarken eldiven kullanılması,
  • Özellikle av hayvanlarına ait etler başta olmak üzere, etlerin iyice pişirildikten sonra tüketilmesi,
  • Meyve ve sebzelerin bol su ile iyice yıkandıktan sonra yenmesi,
  • Kan emici sineklerin ve kenelerin ısırmasını engelleyici (örneğin, kenelerin vücuda yapışmaması için pantolon parçalarının çorap içine konulması ve böcek kaçırıcı ilaçların kullanılması gibi) önlemlerin alınması,
  • Vücuda yapışan kene varsa, bunların kesinlikle patlatılmadan bir cımbızla baş kısmından tutulup sağa sola oynatarak çıkartılması,
  • Gıda maddelerinin, fare ve sıçan gibi kemirici hayvanların ulaşamayacağı şekilde muhafaza edilmesi,
  • Hayvan leşlerinin çevreyi kontamine etmeyecek şekilde gömülmesi veya yakılması gerekmektedir.
Doğada aktivitelerde bulunurken artropod,kene ısırmasından korunmak için kapalı giyisiler giyilmelidir. Tulareminin endemik olduğu bölgelerde doğadan meyve, sebze, yemiş tüketirken bunların kontamine olabileceğini gözardı etmemek ve temiz suyla yıkamadan yememek gerekir. Aynı risk pınar, dere gibi açıktan akan su kaynakları için de geçerlidir. Tulareminin endemik olduğu bölgelerde avcıların, hayvanlara temas ederken eldiven kullanmaları gereklidir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder